22 Eylül 2016

OHAL ve Türkiye tipi başkanlık rejimi

Sayın Erdoğan’ın iki yıl boyunca savunduğu ve ülke gündeminin en üst sırasında yer alan başkanlık sorunu olağanüstü hâl (OHAL) ilanının ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) devreye girdiği tarihten itibaren çözüm yoluna girmiş bulunuyor. Artık kimse başkanlık sisteminden söz etmiyor. Konu kapanmış başkanlık tartışması son bulmuştur. Daha önce fikri altyapısı hazırlanan ve OHAL ilanı ile birlikte Sayın Erdoğan’ın tek adam yönetimine dayalı başkanlık sistemi fiilen kurulmuş oldu. 
Tarık Ziya Ekinci 22.09.2016 T24
 Nitekim Sayın Erdoğan başkan rejimi kurulmuş gibi davranmakta gerekli gördüğünde başbakanı değiştirmekte ve hükümet üyelerini atamaktadır. Fiili olarak yürütmenin başıdır. KHK’lerle yargıçları atayabildiği ve görevden alabildiği için yargının başıdır. Çoğunluk grubunun başkanı olarak Yasamaya da egemendir. Meclis'e karşı sorumluluğu yoktur. OHAL’in sağladığı olanaklarla istediği zaman ve istediği amaç için KHK çıkarabilmektedir. 
    Bu uygulamalar, Sayın Erdoğan’ın kuvvetler birliğini oluşturduğu ve tek başına egemen olduğu Türkiye tipi otoriter başkanlık sistemini fiili olarak kurup işlettiğini gösteren açık kanıtlardır.
FETÖ'cü hıyanet çetesinin darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeler 

26 Temmuz 2016

Demirtaş:
Darbede AKP’li izi çıkabilir;
"Darbeciler kaybetti, demokrasi kazandı" söylemi tam bir aldatmacadır.

"Darbe tehlikesi atlatılmış değil; AKP, HDP’yle görüşmeyerek Türkiye'yi tehlikeye atıyor"
T24 

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ortaya atılan "Darbeciler kaybetmiştir, demokrasi kazanmıştır" söylemiyle ilgili olarak, "Tam bir aldatmacadır. Ortada demokrasi falan yok" diye konuştu. "Darbecilerin arkasında hangi siyasi klikler var, bunun ortaya çıkmamış olması ilginçtir" ifadelerini kullanan Demirtaş, darbe girişimine ilişkin olarak "Darbecilerin AKP içerisinden güçlü bir siyasi klikten destek almış olma ihtimalleri çok fazla var. Milletvekili düzeyinde, hatta bakan düzeyinde" iddiasında bulundu. 
Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, Demirtaş'ın darbe girişimiyle ilgili bir grup gazeteciye yaptığı açıklamalar özetle şöyle:

23 Temmuz 2016

OHAL'de ilk kararname: Gözaltı süresi 1 aya kadar uzatıldı

Kararname kapsamında 35 sağlık kuruluşu ve 15 vakıf yükseköğretim kurumu kapatıldı

T24 
Resmi Gazete yayımlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname gözaltı süresi bir aya kadar uzatıldı.

Aynı kararnameyle, 35 sağlık kurum ve kuruluşu, bin 43 özel öğretim kurum ve kuruluşuyla özel öğrenci yurdu ve pansiyonu, bin 229 vakıf ve dernek, 19 sendika, federasyon ve konfederasyonla 15 vakıf yükseköğretim kurumu kapatıldı.

Gözaltı süresi, şüphelinin yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren otuz günü geçemeyecek.

23 Mayıs 2016

AKP'de ilk tasfiye

AKP'nin 2. olağanüstü kongresinde, Binali Yıldırım, 1405 geçerli oyun tamamını alarak partinin 3. genel başkanı seçildi. Li stede ki isimlerin yarısı değiştirilirken Cemil Çiçek, Faruk Çelik, Mehmet Ali Şahin, Mevlüt Çavuşoğlu, Nihat Zeybekçi, Numan Kurtulmuş, Ömer Çelik, Recep Akdağ, Süleyman Soylu, Yalçın Akdoğan liste dışı kaldı.
Cumhuriyet 23.05.2016
AKP’nin 2. Olağanüstü Kongresi’nde, “tek aday” olan Binali Yıldırım, 1405 geçerli oyun tamamını alarak partinin 3. genel başkanı seçildi. Kongreyle ilgili olarak en fazla merak edilen MKYK’de ise çok büyük değişiklik yapılması dikkat çekti.

Gül'den AKP'ye 'uyarı' mesajı: Türkiye'nin daha fazla tahammülü yok

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP'nin kongresine bir mesaj göndererek, "Türkiye'nin daha fazla zaman kaybetmeye tahammülü yoktur" uyarısı yaptı.
Cumhuriyet
Gül'ün mesajı şöyle:

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP'nin 2. Olağanüstü Kongresi'ne gönderdiği mesajda, Türkiye'nin tarihinin en zor dönemlerinden birisinden geçtiğini söyledi.
Gül mesajında, "Karşı karşıya bulunduğumuz ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlar ile başta terör belası olmak üzere güvenlik sıkıntıları karşısında Türkiye'nin daha fazla zaman kaybetmeye tahammülü yoktur" ifadelerini kullandı.
[Haber görseli]



Tek şef, tek parti

AKP kongresinde Divan Başkanı’ndan yeni Başbakan’a kadar herkes Erdoğan’a ‘biat’ etti. Her şey Cumhurbaşkanı’nın istediği gibi yaşandı. Yıldırım, Erdoğan’a “Davan davamız, yolun yolumuz” diye seslendi.
Cumhuriyet  
Yıldırım, partililere ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek lidere olan sadakatin önemine vurgu yaptı.
AKP’nin olağanüstü kongresine tek genel başkan adayı olarak giren ve genel başkan seçilen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, teşekkür konuşmasında kongrenin ‘lidere sadakatin önemini vurguladığını’ belirterek,“Yolumuz milletin sesi, nefesi, partimizin lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın yoludur” dedi.

15 Mayıs 2016

İşte MHP'li muhaliflerin kurultay bildirisi:

 Genel Merkez hukuki meşruiyetini yitirmiştir!
"Kaybettikleri güven ve saygıyı polis barikatlarında arıyorlar"
T24 
MHP’de karşılıklı alınan mahkeme kararlarıyla  yılan hikayesine dönen olağanüstü kurultay içinAnkara'daki Büyük Anadolu Oteli'nin çevresine gelen delegeler polis barikatıyla karşılaştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bayrak açan dört genel başkan adayı, Meral AkşenerSinan Oğan,Koray Aydın ve Ümit Özdağ, olağanüstü kurultay sürecine ilişkin ortak bildiri yayınladı. Eski MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu tarafından okunan bildiride, "Ülkücü iradeye mahkeme kapılarını göstererek siyasal meşruiyetini tartışılır hale getiren Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkez yönetimi, AKP hükümetinin baskı ve tehditleriyle mahkeme kararlarının uygulanmasını önleyerek hukuki meşruiyetini yitirmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkez yönetimi kaybettiği güven ve saygıyı şimdi Polis barikatlarında aramaktadır. Balgat’ta kaybettiğini, Söğütözü’nden sormaktadır" dendi.
İşte bildirinin tam metni:

30 Mart 2016

Cumhurbaşkanı’na Erdoğan darbesi

Oya Baydar  T24
Bir süredir, siyasî çevrelerde, medyada, sokakta darbe muhabbeti aldı yürüdü. İlk sözüm:Evlerden/memleketten uzak olsun! İkinci sözüm:Heveslisi varsa aklından bile geçirmesin. Üçüncü sözüm: yurtseverim, demokratım diyen kim varsa (söz konusu Erdoğan bile olsa) darbenin karşısında dursun.
Askerî darbelerden çok çekmiş olsak da darbesever milletizdir. 12 Eylül darbesinde işkence görmüş, tutuklanmış, ağır mağduriyetlere uğramış nicelerinin, AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak için türlü çeşitli darbe planları yapan asker-sivil vesayetçileri nasıl desteklediklerini, savunduklarını hatırlayalım. Şimdi de birilerinin, “Keşke yapabilselerdi, bunlardan kurtulurduk” diye hayıflandıklarını duyar gibiyim. Geçende bir arkadaşım “Darbe yapacak bir ordumuz bile kalmadı” diyordu şaka yollu. “Darbe siyasî-ideolojik hasmıma karşı yapılmışsa iyidir, bizimkilere karşı yapılmışsa kötüdür” çifte standardı demokrasiyi içselleştirememiş, dudaktan kalbe indirememiş  kesimlerde hâlâ geçerlidir.

Erdoğan mı değişti, asker mi?..

Hasan Cemal 30.03.2016  T24
Sabah gazetesinin dünkü birinci sayfasına Erdoğan’ın sözleri koskocaman oturmuştu: 
            Yiğit arkadaşlarım,
            sizlerle gururluyum!
Manşetin spotu şöyleydi:
“Erdoğan, Harp Akademileri Komutanlığı’nda subaylara seslendi:             
Sizler gibi yiğit, cesur, eğitimli,
bilgili, dirayetli
ve sadakatli mesai
arkadaşlarıma sahip olduğum için
ne kadar iftihar etsem azdır.
Harp Akademileri'nde konuşan Erdoğan, 'Her fırsatta söylüyorum, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet... Sizlerin huzurunda buna bir de tek ordu, tek komutan vurgusunu da eklemek isterim' dedi
Harp Akademileri'nde konuşan Erdoğan, 'Her fırsatta söylüyorum, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet... Sizlerin huzurunda buna bir de tek ordu, tek komutan vurgusunu da eklemek isterim' dedi

23 Mart 2016

Ahmet Altan: Ensar Vakfı olayını 'bir kerelik' diye geçiştirenler 'ahlak elden gidiyor' diyen ikiyüzlüler!
"Bu sefil azgınlık böyle devam ederse bu siyasal İslamcılar Katolik Kilisesi’ni geçecek rezillikte"
T24  
Ahmet Altan, Türkiye’deki 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının kilit ismi olan ve tutuklandıktan 40 gün sonra tahliye edilen 33 yaşındaki iş adamı Reza Zarrab'ın ABD'de tutuklanıp 75 yıllık hapis cezası istemiyle yargılanacak olmasına ilişkin, "AKP, ülkesinde hukuku yok etmenin bedelini şimdi Amerika'nın elinde esir düşerek ödüyor!" dedi. Ahmet Altan Zarrab'ın tutuklanmasına ilişkin değerlendirmede bulunurken "Belli ki Sarraf yıllardır Amerikan istihbaratı tarafından izleniyordu. 17-25 Aralık sürecinde ortalığa dökülen “tapelerin” hası Amerikalıların elinde bulunuyordu" ifadelerini kullandı.
Ahmet Altan’ın Haberdar.com sitesindeki Sarraf ve “devlet benim”  başlıklı yazısı şöyle:

15 Mart 2016

Erdoğan 'İslamcı tek adam' olmaya koşuyor, PKK da koltuk değneği!

Baskın Oran  T24
Erdoğan, “Korkan insan otoriteye sığınır” kuralına uygun olarak “Ya Ben, Ya Kaos!” deyip İslamcı Tek Adam olmaya koşuyor:
Dolmabahçe’deki barış masasını devirdikten sonra, Kürtlere geleneksel olarak alerji duyan çok farklı unsurları yanına çekmek için Kürt meselesini ustaca kullandı: İslamcılar, TSK, Ergenekoncular, MHP, ulusalcılar, muhafazakârlar…
Bu “koalisyon”un yardımıyla, Türkiye’yi perişan edecek 3 adımı birden aynı anda atmakta:

4 Ocak 2016

Devlete/demokrasiye ihanet mi, sadakat mi?

Tarhan Erdem  Radikal
Demokrasi ve yönetim reformu arayışımız, Kürtlere özgü bir meseleye indirgenerek, istenen amaca varılmaya çalışılıyor. 

Görüşlerin tersine döndürülerek yaygınlaşmasıyla sık sık karşılaşılıyor, özellikle Kürt meselesiyle ilgili haberlerde!
“Ne kadar da benzemezmişim bana ben” sözü Hasan Ali Yücel’indir.
Yücel’in bu sözünü, geçen yılın son hafta sonunda gazete manşetlerini okuyunca hatırladım: “İhanet Bildirisi - Savaş i İlanı – Kürt devleti  – Hendekli Bildirge  -  İthal Fanteziye Milli Tokat - Özerkliğe Soruşturma - Güçleri Yetmez” yazıyordu birinci sayfa başlıklarında kocaman harflerle gazetelerin!
Bu manşetlerle verilen, Demokratik Toplum Kongresi’nin 27 Aralıkı Pazar günü açıklanan “Özyönetimlerle İlgili Siyasi Çözüm Deklarasyonu” haberiydi.
Cumhuriyet ise, “Özerklik Fırtınası” diye veriyordu. İki gazeteden bildiri metnini okudum; ancak manşeti doğrulamıyordu içerik.
Bildiri metnini buldum, okudum.

24 Aralık 2015

5 ilçe kritik


Terör örgütü PKK’nın şehirlerden temizlenmesi amacıyla başlatılan operasyonlar devam ederken çatışmaların yeniden başladığı 22 Temmuz’dan sonra Doğu ve Güneydoğu’da, ‘yüksek risk’ oluşturan ve örgütün kanton bölgeler kurmaya çalıştığı 13 ilçeden 8’inde denetimin sağlandığı bildirildi.5 ilçe kritik
Hürriyet 
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) istihbarat ve terör birimlerince hazırlanan raporda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terör örgütü PKK’nın ‘kurtarılmış bölgeler’ oluşturmak için halka baskı yaptığı, bağımsız alanlar ve kanton bölgeler kurmaya çalıştığı belirtildi. Örgütün, Yüksekova, Cizre, Silopi, Çukurca, Nusaybin, Şemdinli, Sur, Dargeçit, Lice, Eruh, Varto, Bulanık ve Kulp gibi ilçelere büyük önem verdiği, gençlik yapılanması YDG-H ile kırsaldan gelen silahlı milislerin bu ilçelere yerleştiği, hücre evler oluşturulduğu, mühimmat ve cephanelik depolandığı kay
Operasyonların ardından Yüksekova, Çukurca, Şemdinli, Lice, Eruh, Varto, Bulanık ve Kulp’ta büyük oranda denetimin sağlandığı, Cizre, Silopi, Sur, Dargeçit ve Nusaybin’de örgütün etkinliğinin devam ettiği kaydedildi. 
ŞEHİRLERE TAŞIMA PLANI
PKK terörüyle mücadelede
kritik 5 ilçe

Başbakan Ahmet Davutoğlu terörle mücadelede kritik 12 ilçe olduğunu belirtirken birçoğunda kontrol sağlandığını, Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin ve Dargeçit’e yoğunlaşıldığını söyledi. Davutoğlu, “Şimdi başlayan mücadele, özellikle Cizre ve Silopi mutlak olarak bunlardan temizleninceye kadar sürecek” dedi. Davutoğlu, önceki gece Bulgaristan’dan dönerken uçakta kendisine eşlik eden gazetecilerle sohbetinde özetle şöyle konuştu:
Hürriyet  17.12.2015
MÜCADELENİN YOĞUN OLDUĞU 4-5 YER KALDI: 
Daha 2013 yılı kasım ayında yaptığımız değerlendirmede 12 kritik ilçeyi öngörmüştük. İki üç ay önceki mücadeleye bakarsanız, Lice, Silvan, Varto, Kulp var, Cizre devam ediyor, Doğubeyazıt, Yüksekova var. Bu kritik ilçelerin çoğunda kontrol sağlandı. Şimdi mücadelenin yoğun olarak seyrettiği 4-5 yer kaldı: Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit... Şu anda oraya yoğunlaşmış durumda. Bunların özelliği ne? Nusaybin, Cizre, Silopi sınır ilçeleri. Nusaybin, Kamışlı’nın devamı. 10 adım atsan Suriye tarafına geçiyorsun zaten.

22 Aralık 2015

Bu da saraycık... Sadece mutfak 6.5 milyon

AOÇ arazisinde 15 bin metrekare alana inşa edilen Erdoğan’ın yeni konutunda 250 oda, 100 bin TL değerinde bir kasa, 600 metrekare mutfak var.
Cumhuriyet  
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sessiz sedasız taşındığı yeni “Devlet Konukevi” merak uyandırmaya devam ediyor. AOÇ arazisi üzerine yapılan Saray’ın yanında 15 bin metrekare alan üzerine inşa edilen yapının maliyeti ise sırrını koruyor. Saray içindeki konutta 100 bin TL değerinde yüksek güvenlikli bir kasanın bulunması dikkat çekiyor.
‘O konut da kaçak’
Cumhurbaşkanı’nın yeni adresi olan 250 odalık konutu değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Lüksün ve şatafatın adresi olan o konut da kaçak” dedi.
Candan, “Atatürk’ün mirası olan bu arazi büyükşehir belediyesinden hukuksuz bir şekilde alındı. O yüzden paha biçilemeyecek kadar değerli olan o araziye inşaa edilen o konutun değerini belirlemek çok zor” dedi. Devlet Konukevi olarak adlandırılan yapının Başbakanlık Konutu olarak yapıldığının altını çizen Candan şöyle konuştu:
“Sessizce taşınıyorlar çünkü meşrulaşamamış, kendini ifade edememiş bir durum var. Şu anda ne oranın bir açılış töreni yapılabildi, ne bir temel atma töreni yapılabildi. Bütün hukuksuz süreçler onlarda da bir rahatsızlık durumu yaratıyor ki açılış bile yapamıyorlar oraya.”
Sadece mutfak 6.5 milyon
MUTFAK ÖZEL TASARIM,