Hasan Pulur Milliyet
Türkiye’nin son aylarda yaşadığı siyasi krizlerden biri Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun oluşumunu yeniden düzenleyen Anayasa değişikliği, yasa değişikliğidir. Belki o günleri unutmuş olabilirsiniz, AKP yargıya müdahale edilmesine karşı çıkıyordu. Yüksek Kurul, AKP’ye karşı bir tutum içindeydi, Başbakan Erdoğan yargı için neler söylüyordu, neredeyse “Bize kan kusturdular” diyordu.
Sonunda istenilen oldu...
* * *
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yasası değişti, kurul baştan seçildi.
Böylece yargıya tarafsızlık ve bağımsızlık verildi, sanki ulufe...
Lakin bu işler sanıldığı kadar kolay değildi, siyasi güçler yargının daima kendileri gibi düşünmelerini isterdi...
Kurallar bellidir:
“Bizden yana olmak!”
Ya olmazsa?
Oldurmaya çalışırız.
* * *
Biliyorsunuz Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, gizli örgüt kurmak ve yönetmekten yargılanacak.
Başbakan Erdoğan da sizin bizim gibi düşünmüş olacak ki, tutuklama kararına duygusal olarak itiraz ediyor, üstelik açılan davayı da benimsemişe benzemiyor. Bunu da açıkça söylüyor.
* * *
Peki bu nedir?
Yargıya müdahale değil midir?
Yanlış anlaşılmasın, Başbakan’ın, İlker Başbuğ’la ilgili görüşlerinden yanayız ama, bu davranışı ve tepkisi acaba yargıya müdahale değil mi?
Eğer, bu tepkiyi bir muhalefet milletvekili gösterseydi ne olurdu, Başbakan’ın tutumu ne olurdu?
“İşte yargıya müdahale budur” demez miydi?
* * *
BDP milletvekilleri, dağdaki teröristlerle buluşup, sarmaş dolaş hasret gideriyor.
Bu kabul edilir bir davranış mıdır?
Size göre öyle, onlara göre değil!
Başbakan da kabul etmeyenlerden:
“Eğer kendilerine çok daha rahat yer arıyorlarsa kendilerine adres verdim, Kandil’e gitsinler, ama bu parlamentonun içinde mücadele edeceklerse, anayasa ne emrediyorsa, hukuk neyi emrediyorsa o çerçevede hareket etmeye mecburdurlar. Etmedikleri takdirde de şu anda kendileri... Yargıya zaten gerekenleri söyledik, yargı da gerekeni yapıyor, biz de parlamentoda gereği neyse onu yapacağız.” (*)
* * *
İyi güzel de, Başbakan’ın “Yargıtay’a gerekenleri söyledik, yargı da gereğini yapıyor” demesini nasıl yorumlarsınız?
Başbakan, yargıya mı müdahale ediyor, diyebilir misiniz?
* * *
Bir başka konu ama yine yargı...
Yargıya hakim ve savcı alınacak, sınav yapılıyor. CHP milletvekili Atilla Kart suç duyurusunda bulunuyor:
“Sınavda usulsüzlük yapıldı!”
Evet, yapıldı, açıklayan kim?
ÖSYM!
Sınav iptal...
* * *
Ya sınav iptal edilmeseydi, şimdi “o sınavı” kazanan “kopyacılar”(!) hakim ve savcı olarak kürsüdeydiler, Türk ulusu adına karar vereceklerdi.
Ziya Paşa ne diyor?
“Kadı davacı ola ol muhzir dahi şahit
Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet!”
Ya böylesi olursa...
——————————-
(*) Cumhuriyet 6 Eylül 2012
Türkiye’nin son aylarda yaşadığı siyasi krizlerden biri Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun oluşumunu yeniden düzenleyen Anayasa değişikliği, yasa değişikliğidir. Belki o günleri unutmuş olabilirsiniz, AKP yargıya müdahale edilmesine karşı çıkıyordu. Yüksek Kurul, AKP’ye karşı bir tutum içindeydi, Başbakan Erdoğan yargı için neler söylüyordu, neredeyse “Bize kan kusturdular” diyordu.
Sonunda istenilen oldu...
* * *
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yasası değişti, kurul baştan seçildi.
Böylece yargıya tarafsızlık ve bağımsızlık verildi, sanki ulufe...
Lakin bu işler sanıldığı kadar kolay değildi, siyasi güçler yargının daima kendileri gibi düşünmelerini isterdi...
Kurallar bellidir:
“Bizden yana olmak!”
Ya olmazsa?
Oldurmaya çalışırız.
* * *
Biliyorsunuz Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, gizli örgüt kurmak ve yönetmekten yargılanacak.
Başbakan Erdoğan da sizin bizim gibi düşünmüş olacak ki, tutuklama kararına duygusal olarak itiraz ediyor, üstelik açılan davayı da benimsemişe benzemiyor. Bunu da açıkça söylüyor.
* * *
Peki bu nedir?
Yargıya müdahale değil midir?
Yanlış anlaşılmasın, Başbakan’ın, İlker Başbuğ’la ilgili görüşlerinden yanayız ama, bu davranışı ve tepkisi acaba yargıya müdahale değil mi?
Eğer, bu tepkiyi bir muhalefet milletvekili gösterseydi ne olurdu, Başbakan’ın tutumu ne olurdu?
“İşte yargıya müdahale budur” demez miydi?
* * *
BDP milletvekilleri, dağdaki teröristlerle buluşup, sarmaş dolaş hasret gideriyor.
Bu kabul edilir bir davranış mıdır?
Size göre öyle, onlara göre değil!
Başbakan da kabul etmeyenlerden:
“Eğer kendilerine çok daha rahat yer arıyorlarsa kendilerine adres verdim, Kandil’e gitsinler, ama bu parlamentonun içinde mücadele edeceklerse, anayasa ne emrediyorsa, hukuk neyi emrediyorsa o çerçevede hareket etmeye mecburdurlar. Etmedikleri takdirde de şu anda kendileri... Yargıya zaten gerekenleri söyledik, yargı da gerekeni yapıyor, biz de parlamentoda gereği neyse onu yapacağız.” (*)
* * *
İyi güzel de, Başbakan’ın “Yargıtay’a gerekenleri söyledik, yargı da gereğini yapıyor” demesini nasıl yorumlarsınız?
Başbakan, yargıya mı müdahale ediyor, diyebilir misiniz?
* * *
Bir başka konu ama yine yargı...
Yargıya hakim ve savcı alınacak, sınav yapılıyor. CHP milletvekili Atilla Kart suç duyurusunda bulunuyor:
“Sınavda usulsüzlük yapıldı!”
Evet, yapıldı, açıklayan kim?
ÖSYM!
Sınav iptal...
* * *
Ya sınav iptal edilmeseydi, şimdi “o sınavı” kazanan “kopyacılar”(!) hakim ve savcı olarak kürsüdeydiler, Türk ulusu adına karar vereceklerdi.
Ziya Paşa ne diyor?
“Kadı davacı ola ol muhzir dahi şahit
Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet!”
Ya böylesi olursa...
——————————-
(*) Cumhuriyet 6 Eylül 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder