MİLLİ Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okula başlama yaşının 60 aya kadar çekilmesi üzerine “bütün okullarda lavabo ve tuvaletlerin bu yaştaki çocuklara uygun hale getirilmekte olduğunu” söyledi.
Mehmet Y.Yılmaz Hürriyet
Bununla ilgili olarak geçenlerde Milliyet’te Sibel Kahraman’ın bir haberi yayımlanmıştı, lavaboların duvarlara gelişigüzel çivilerle tutturulduğuna, birçok okulda da ödenek yetersizliği nedeniyle tadilat işleminin yapılmadığına ilişkin bilgiler veriyordu.
Okulların açılmasına yaklaşık bir ay kaldı ve bu bir ay içinde Bakan Bey’in sözünü ettiği tadilatın kaç okulda tamamlanabileceğini göreceğiz. Eminim, gazetelerin eğitim muhabirleri de bu işin takipçisi olacaklardır, bakalım Bakan doğru söylemiş mi?
Bir de şunu sorayım: Okulların fiziksel koşullarının 60–66 aylık çocuklara uygun hale getirilmesinde tek sorun tuvaletler mi? Merdivenler ne olacak? Koşturarak teneffüse çıkan daha büyük çocukların arasında o merdivenlere çıkacak küçük çocukların güvenliği nasıl sağlanacak?
Bakan Dinçer, Sabah’ta Zübeyde Yalçın’a verdiği demeçte birinci sınıfların derslerini oyun oynayarak öğreneceklerini, bunun için uygun oyun kartlarının hazırlandığını da söylüyor.
Demek ki normal birinci sınıf derslerinin okula yeni başlayacak 60 aylık çocuklar için ağır geleceğinin bakanlık da farkında. Ama o zaman şunu da sormak gerek: Okula bu yıl normal yaşında, yani yedi yaşında başlayacak çocuklar nasıl öğrenecekler? 60 aylık ile 84 aylık çocuklar arasındaki algılama, öğrenme, konsantrasyon farkı nasıl giderilecek?
Bakan Dinçer, bu yıl okula başlayacak 700 bin çocuğun
300 bininin 60-66 ay yaş aralığında olduğunu ve bunların
da 150 bininin okula gelmeyeceğini söylüyor.
Buna da biliyorsunuz hekimler karar verecek. Ama hâlâ bu raporu nasıl ve kimin verebileceği belli değil. Bana gelen çok sayıdaki e–postada sadece velilerin değil, okul ve hastanelerin de bu konuda bir bilgilerinin olmadığı anlaşılıyor.
Yeni sistemde çok sayıda seçimlik ders de olacak. Bakan,
bu seçimlik dersler ile ilgili videoların hazırlandığını ve bakanlığın internet sitesinde velilerin bu videoları izleyerek, çocuklarının hangi dersi
seçeceği ile ilgili kararlarını verebileceklerini anlatıyor.
Ama videoyu beğendiğiniz her dersi seçememe olasılığı da var. Bakan şartları sıralıyor: “Seçimlik ders için sınıf açılması o dersi en az 12 öğrencinin seçmesiyle mümkün olabilecek. Ayrıca o dersin öğretmeninin de bulunması gerekecek. Yeterli öğrenci ve öğretmen yoksa ders açılmayacak, çok yakında bir başka okul varsa ve o okulda ders açıldıysa iki okulun öğrencileri o dersi birlikte görecekler!”
İşte burada iddiaya giriyorum: Seçimlik dersler için sınıflar bu yöntemle açılacak ise okulların ezici çoğunluğunda dini amaçlı dersler dışında hiçbir ders için sınıf açılamaz.
Bir yandan mahalle baskısı, diğer yandan “Yeterli öğrenci yok” gerekçesi, öte yandan “Öğretmen yok” bahanesi ile çocuklar mahalle imamlarına teslim edilecek.
Diyeceksiniz ki “Zaten amaç da böylece hâsıl olmuş olmuyor mu?”
Evet, amaç da buydu zaten!
Çocuklara dinlerini öğretmek bahanesiyle eğitim sistemini dini temeller
üzerine kurmak!
Mehmet Y.Yılmaz Hürriyet
Bununla ilgili olarak geçenlerde Milliyet’te Sibel Kahraman’ın bir haberi yayımlanmıştı, lavaboların duvarlara gelişigüzel çivilerle tutturulduğuna, birçok okulda da ödenek yetersizliği nedeniyle tadilat işleminin yapılmadığına ilişkin bilgiler veriyordu.
Okulların açılmasına yaklaşık bir ay kaldı ve bu bir ay içinde Bakan Bey’in sözünü ettiği tadilatın kaç okulda tamamlanabileceğini göreceğiz. Eminim, gazetelerin eğitim muhabirleri de bu işin takipçisi olacaklardır, bakalım Bakan doğru söylemiş mi?
Bir de şunu sorayım: Okulların fiziksel koşullarının 60–66 aylık çocuklara uygun hale getirilmesinde tek sorun tuvaletler mi? Merdivenler ne olacak? Koşturarak teneffüse çıkan daha büyük çocukların arasında o merdivenlere çıkacak küçük çocukların güvenliği nasıl sağlanacak?
Bakan Dinçer, Sabah’ta Zübeyde Yalçın’a verdiği demeçte birinci sınıfların derslerini oyun oynayarak öğreneceklerini, bunun için uygun oyun kartlarının hazırlandığını da söylüyor.
Demek ki normal birinci sınıf derslerinin okula yeni başlayacak 60 aylık çocuklar için ağır geleceğinin bakanlık da farkında. Ama o zaman şunu da sormak gerek: Okula bu yıl normal yaşında, yani yedi yaşında başlayacak çocuklar nasıl öğrenecekler? 60 aylık ile 84 aylık çocuklar arasındaki algılama, öğrenme, konsantrasyon farkı nasıl giderilecek?
Bakan Dinçer, bu yıl okula başlayacak 700 bin çocuğun
300 bininin 60-66 ay yaş aralığında olduğunu ve bunların
da 150 bininin okula gelmeyeceğini söylüyor.
Buna da biliyorsunuz hekimler karar verecek. Ama hâlâ bu raporu nasıl ve kimin verebileceği belli değil. Bana gelen çok sayıdaki e–postada sadece velilerin değil, okul ve hastanelerin de bu konuda bir bilgilerinin olmadığı anlaşılıyor.
Yeni sistemde çok sayıda seçimlik ders de olacak. Bakan,
bu seçimlik dersler ile ilgili videoların hazırlandığını ve bakanlığın internet sitesinde velilerin bu videoları izleyerek, çocuklarının hangi dersi
seçeceği ile ilgili kararlarını verebileceklerini anlatıyor.
Ama videoyu beğendiğiniz her dersi seçememe olasılığı da var. Bakan şartları sıralıyor: “Seçimlik ders için sınıf açılması o dersi en az 12 öğrencinin seçmesiyle mümkün olabilecek. Ayrıca o dersin öğretmeninin de bulunması gerekecek. Yeterli öğrenci ve öğretmen yoksa ders açılmayacak, çok yakında bir başka okul varsa ve o okulda ders açıldıysa iki okulun öğrencileri o dersi birlikte görecekler!”
İşte burada iddiaya giriyorum: Seçimlik dersler için sınıflar bu yöntemle açılacak ise okulların ezici çoğunluğunda dini amaçlı dersler dışında hiçbir ders için sınıf açılamaz.
Bir yandan mahalle baskısı, diğer yandan “Yeterli öğrenci yok” gerekçesi, öte yandan “Öğretmen yok” bahanesi ile çocuklar mahalle imamlarına teslim edilecek.
Diyeceksiniz ki “Zaten amaç da böylece hâsıl olmuş olmuyor mu?”
Evet, amaç da buydu zaten!
Çocuklara dinlerini öğretmek bahanesiyle eğitim sistemini dini temeller
üzerine kurmak!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder