3’üncü yargı paketiyle serbest kalan ülkücü Muhsin Kehya, Başbakan’a ’minnet borcu olduğunu’ söyledi.
Vatan
12 Eylül öncesi işlediği cinayetlerden cezaevine giren ve önceki gün 3’üncü yargı paketiyle serbest kalan ülkücü Muhsin Kehya, memleketi Elazığ’da katıldığı bir yerel televizyonda Başbakan Erdoğan’a ’minnet borcu olduğunu’ söyledi.
12 Eylül öncesinde Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul başta olmak üzere bazı cinayetlere karıştığı gerekçesiyle ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan ve 3’üncü yargı paketiyle serbest kalan Muhsin Kehya, önceki akşam memleketi Elazığ’da 50 araçlık konvoyla karşılandı. Elazığ’da yerel yayın yapan bir televizyon kanalının canlı yayına katılan Kehya, şunları söyledi: “Sayın Erdoğan’dan böyle bir beklentimiz vardı. Sözünde durdu sağ olsun. Minnet borçluyum ona. Ancak o bu işi başarabilirdi. Çünkü geçmişte 57’nci koalisyon hükümeti döneminde gördük, af çıkmasına rağmen faydalandırmadı. Başbakan olmasaydı, cesaretle cesurca böyle bir yasayı çıkarmaları mümkün olmayacaktı. Ayrıca bütün Ak Partililere, Bülent Arınç’a, Selçuk Özdağ’a, Haluk İpek’e ve tabii genel kurulda desteklerinden ötürü MHP’ye ayrı ayrı teşekkürlerimi iletiyorum.”
‘Pişman değilim’
BBP’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun, “O dönem gençler kullanıldı” sözlerine katılmadığını belirten Muhsin Kehya, “Bu rahmetlinin kendi görüşü. Ben kullanılmadım şahsen. Ama bir başka ülkücü ağzıyla konuşmak da istemiyorum. O günün şartlarında öyle gerekiyordu, öyle bir mücadele verdim. Dolayısıyla herhangi bir pişmanlık falan da duymuyorum. Allah rahmet eylesin o öyle düşünmüşse kendi fikridir, kendi görüşleridir. Bu anlamda ben kullanıldığımı sanmıyorum” dedi.
Af değil, adalet
3’üncü yargı paketi kapsamında serbest kalmasına gösterilen tepkilere değinen Kehya, şunları söyledi: “Aslında bu bir af değil, sadece adalet sağlandı. Sol taraflar, sol kesim daha evvel 91 yasasına göre 10 yıl yatıp tahliye oldu, bizler keyfi olarak içeride tutulduk. Ben şu an 14 sene boşu boşuna hapis yatmış oldum. Ve eğer AK Parti böyle bir yasayı gündeme getirmemiş olsaydı, ölünceye kadar hapiste tutulacağıma dair mahkeme kararı vardı benim hakkımda.”
Bir ülkücü daha döndü
3’üncü yargı paketinin çıkmasıyla yurt dışında firari olan ülkücüler yurda dönmeye başladı. 12 Eylül öncesinde ülkücü hareketin önemli isimlerinden olan Uğur Coşkun da bunlardan biri. Nevşehir CHP İl Başkanı Zeki Tekiner ile CHP Yönetim Kurulu üyesi Yavuz Yükselbaba’yı öldürmek suçundan 3 kez müebbet hapis cezasına çarptırılan Coşkun, 5 Temmuz’da kaçak olarak yaşadığı Belçika’dan Türkiye’ye giriş yaptı ve yeni yasadan faydalanmak için başvuruda bulundu. Coşkun, Türkiye’ye giriş yaptığı sırada Atatürk Havalimanı’nda arkadaşları tarafından karşılandı.
CHP’DEN ‘BÜTÜN SOLCULAR ÇIKTI’YA İTİRAZ
‘İçeride hâlâ 7 devrimci var’
ANKARA - CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, ülkücülerin tahliyesine tepki gösterdi: “12 Eylül’ün ‘bir soldan, bir sağdan’ mantığına benzer şekilde, 1980 öncesi ve döneminde hapishaneye giren tüm solcuların çıktığını ama ülkücülerin halen içeride olduğunu, bu haksızlığı gidermek için ülkücülerin serbest kalmasının sağlandığı yönündeki açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır. Şu an itibariyle benim hapishanede bizzat görüştüğüm Cemil Erdem ve Muzaffer Öztürk 1980 öncesinden kalma cezalarını çekmektedir. Ayrıca Tahir Canan da yine 1979 yılındaki suçlamalar nedeniyle hapishanede. Hasan Gülbahar, Samsun E Tipi hapishanesinde, Cemil Erdem ve Muzaffer Öztürk, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi hapishanesinde kalmaktadır. Tahir Canan ise Halen Bandırma E Tipi hapishanesindedir. Şu an Edirne F Tipi Hapishanesinde bulunan Mehmet Çiftçi, Tuncay Kurtbaş ve Mehmet Aytunç Altay da benzer şekillerde hapishanede yatıyor.”
KEMAL TÜRKLER’İN KIZI: Onları tarih affetmeyecek
Kemal Türkler Cinayeti ve Bahçelievler Katliamı’nın sanıklarından biri olan Ünal Osmanağaoğlu’nun serbest bırakılması, babasının öldürülmesine tanıklık eden kızı Nilgün Türkler Soydan’ı isyan ettirdi. Babasıyla ilgili yargılandığı davanın zaman aşımından düşmesi nedeniyle Osmanağaoğlu’nun cezasını çekmediğini şimdi de bu yargı paketi kapsamında yedi TİP’li gencin ölümüyle ilgili cezasının geri kalanını çekmeden özgür bırakıldığını söyleyen Soydan, “Kamu vicdanımız bir kez daha alt üst oldu. Tarih, bu katillerin salıverilmesi, kurtarılması için oy kullanan ellerin sahiplerini de en az onları azmettirenler ve katiller kadar suçlu oldukları için affetmeyecektir. Tıpkı geçmişte böylesi kararlara el kaldıranları unutmadığı gibi. Bize bu acıları yaşatanların yedi cedlerinin bir beterini yaşamasını istiyorum. Ben böyle bir dilek dilemekten utanmıyorum bu dilekleri diletenler utansın” dedi.
12 Eylül öncesi işlediği cinayetlerden cezaevine giren ve önceki gün 3’üncü yargı paketiyle serbest kalan ülkücü Muhsin Kehya, memleketi Elazığ’da katıldığı bir yerel televizyonda Başbakan Erdoğan’a ’minnet borcu olduğunu’ söyledi.
12 Eylül öncesinde Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul başta olmak üzere bazı cinayetlere karıştığı gerekçesiyle ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan ve 3’üncü yargı paketiyle serbest kalan Muhsin Kehya, önceki akşam memleketi Elazığ’da 50 araçlık konvoyla karşılandı. Elazığ’da yerel yayın yapan bir televizyon kanalının canlı yayına katılan Kehya, şunları söyledi: “Sayın Erdoğan’dan böyle bir beklentimiz vardı. Sözünde durdu sağ olsun. Minnet borçluyum ona. Ancak o bu işi başarabilirdi. Çünkü geçmişte 57’nci koalisyon hükümeti döneminde gördük, af çıkmasına rağmen faydalandırmadı. Başbakan olmasaydı, cesaretle cesurca böyle bir yasayı çıkarmaları mümkün olmayacaktı. Ayrıca bütün Ak Partililere, Bülent Arınç’a, Selçuk Özdağ’a, Haluk İpek’e ve tabii genel kurulda desteklerinden ötürü MHP’ye ayrı ayrı teşekkürlerimi iletiyorum.”
‘Pişman değilim’
BBP’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun, “O dönem gençler kullanıldı” sözlerine katılmadığını belirten Muhsin Kehya, “Bu rahmetlinin kendi görüşü. Ben kullanılmadım şahsen. Ama bir başka ülkücü ağzıyla konuşmak da istemiyorum. O günün şartlarında öyle gerekiyordu, öyle bir mücadele verdim. Dolayısıyla herhangi bir pişmanlık falan da duymuyorum. Allah rahmet eylesin o öyle düşünmüşse kendi fikridir, kendi görüşleridir. Bu anlamda ben kullanıldığımı sanmıyorum” dedi.
Af değil, adalet
3’üncü yargı paketi kapsamında serbest kalmasına gösterilen tepkilere değinen Kehya, şunları söyledi: “Aslında bu bir af değil, sadece adalet sağlandı. Sol taraflar, sol kesim daha evvel 91 yasasına göre 10 yıl yatıp tahliye oldu, bizler keyfi olarak içeride tutulduk. Ben şu an 14 sene boşu boşuna hapis yatmış oldum. Ve eğer AK Parti böyle bir yasayı gündeme getirmemiş olsaydı, ölünceye kadar hapiste tutulacağıma dair mahkeme kararı vardı benim hakkımda.”
Bir ülkücü daha döndü
3’üncü yargı paketinin çıkmasıyla yurt dışında firari olan ülkücüler yurda dönmeye başladı. 12 Eylül öncesinde ülkücü hareketin önemli isimlerinden olan Uğur Coşkun da bunlardan biri. Nevşehir CHP İl Başkanı Zeki Tekiner ile CHP Yönetim Kurulu üyesi Yavuz Yükselbaba’yı öldürmek suçundan 3 kez müebbet hapis cezasına çarptırılan Coşkun, 5 Temmuz’da kaçak olarak yaşadığı Belçika’dan Türkiye’ye giriş yaptı ve yeni yasadan faydalanmak için başvuruda bulundu. Coşkun, Türkiye’ye giriş yaptığı sırada Atatürk Havalimanı’nda arkadaşları tarafından karşılandı.
CHP’DEN ‘BÜTÜN SOLCULAR ÇIKTI’YA İTİRAZ
‘İçeride hâlâ 7 devrimci var’
ANKARA - CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, ülkücülerin tahliyesine tepki gösterdi: “12 Eylül’ün ‘bir soldan, bir sağdan’ mantığına benzer şekilde, 1980 öncesi ve döneminde hapishaneye giren tüm solcuların çıktığını ama ülkücülerin halen içeride olduğunu, bu haksızlığı gidermek için ülkücülerin serbest kalmasının sağlandığı yönündeki açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır. Şu an itibariyle benim hapishanede bizzat görüştüğüm Cemil Erdem ve Muzaffer Öztürk 1980 öncesinden kalma cezalarını çekmektedir. Ayrıca Tahir Canan da yine 1979 yılındaki suçlamalar nedeniyle hapishanede. Hasan Gülbahar, Samsun E Tipi hapishanesinde, Cemil Erdem ve Muzaffer Öztürk, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi hapishanesinde kalmaktadır. Tahir Canan ise Halen Bandırma E Tipi hapishanesindedir. Şu an Edirne F Tipi Hapishanesinde bulunan Mehmet Çiftçi, Tuncay Kurtbaş ve Mehmet Aytunç Altay da benzer şekillerde hapishanede yatıyor.”
KEMAL TÜRKLER’İN KIZI: Onları tarih affetmeyecek
Kemal Türkler Cinayeti ve Bahçelievler Katliamı’nın sanıklarından biri olan Ünal Osmanağaoğlu’nun serbest bırakılması, babasının öldürülmesine tanıklık eden kızı Nilgün Türkler Soydan’ı isyan ettirdi. Babasıyla ilgili yargılandığı davanın zaman aşımından düşmesi nedeniyle Osmanağaoğlu’nun cezasını çekmediğini şimdi de bu yargı paketi kapsamında yedi TİP’li gencin ölümüyle ilgili cezasının geri kalanını çekmeden özgür bırakıldığını söyleyen Soydan, “Kamu vicdanımız bir kez daha alt üst oldu. Tarih, bu katillerin salıverilmesi, kurtarılması için oy kullanan ellerin sahiplerini de en az onları azmettirenler ve katiller kadar suçlu oldukları için affetmeyecektir. Tıpkı geçmişte böylesi kararlara el kaldıranları unutmadığı gibi. Bize bu acıları yaşatanların yedi cedlerinin bir beterini yaşamasını istiyorum. Ben böyle bir dilek dilemekten utanmıyorum bu dilekleri diletenler utansın” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder