T24 15/05/2012
Yıllarca gizledi Ermeni kızı olduğunu… Öyle ki
kimliğinde Agop olan baba adını silerek 'Eyüp', Havas olan anne adını 'Hava'
yaptı
Dersim katliamının tanıklarından biri Ermeni kızı
Aslıhan'dı. Konya'ya sürgüne yollandığında 5-6 yaşındaydı ve adı artık 'Fatma'ydı.
Çocukları dahil herkes onu Kürt biliyordu. O, Dersim'in yıllar sonra ortaya
çıkan ilk kayıp Ermeni kızı...
Araştırmacı ve yapımcı Kazım Gündoğan ve yönetmen Nezahat
Gündoğan'ın Dersim'in Kayıp Kızları ile ilgili olarak Radikal'de yer alan
araştırmaları şöyle:
Halvori Wenk Köyü’nden insanlar toplanıp
katledildiklerinde küçük Aslıhan kendi deyişiyle, ‘silahlı biri’ tarafından
buğday yığınının arasına saklanarak kurtulmuştu. Saklandığı yerden katliamı
dehşetle izleyerek tanıklık yapmıştı… Katliam bitip sürgün başladığında halası
Ihsa Kiremitçiyan ve halasının üç çocuğu ile birlikte kara vagonlara
bindirilerek Konya’nın Beyşehir ilçesine sürgün edildiler. Ermeni Aslıhan’ı
Türk ‘Fatma’ yaptıklarında 5-6, Kelime-i Şahadet getirtilip Müslümanlaştırılarak
evlendirildiğinde sadece 13 yaşındaydı... Halasının üç çocuğu da (Mişan, Apkar
ve Murat) Müslümanlaştırılmak amacıyla Beyşehir’de sünnet edildi…
Ermeni olduğunu gizledi
Yıllarca gizledi Ermeni kızı olduğunu… Öyle ki
kimliğinde Agop olan baba adını silerek ‘Eyüp’, Havas olan anne adını ‘Hava’
yaptı... Çocukları dahil herkes onu Kürt biliyordu. Ta ki 2010 yılında kızı
onun soyağacını çıkarana kadar…
‘İki Tutam Saç-Dersim’in Kayıp Kızları’ belgesel filmi
kurgu aşamasında; Eylül 2009 yılında basına yansıdığında, ‘ Dersim Katliamı ’
henüz bu kadar geniş tartışılmıyor ve bilinmiyordu. Dersim’in kayıp kızları ise
bilinmeyen bir konuydu... Çalışmanın ilk aşamalarında katliamın tanıkları,
mağdurları görüşmek ve konuşmaktan çekinirken şimdi onlar arıyor ve konuşmak
istiyor…
Kayıp bir ailenin öyküsü
Halvori Wenk’li Aslıhan 72 yıllık suskunluğuna son verip
konuşmaya başlayınca çocukları onun köklerine doğru bir yolculuğa çıktılar. Önce
parçalanmış ve dört bir yana dağıtılmış köklerinden geriye kalmış akrabalarını
buldular. Sonra da kendileriyle aynı kaderi ve travmayı yaşayan Dersim’in kayıp
kızlarıyla buluşmak için bizi aradılar. Yolumuz böyle keşişti, buluşmamız da bu
yolculuğun sonucunda gerçekleşti.
Yaklaşık 30 ilde yaptığımız araştırmada 150 civarında
‘kayıp kız’ bulundu. Bu sayıya her gün yenileri ekleniyor. Her yeni bilgi
karşısında heyecanlanıyor ve meraklanıyoruz. Ancak Aslıhan’ın öyküsü çok özgün.
Şimdiye kadar bulup öykülerini kayd ettiklerimiz Alevi- Kürt, Kırmanç kız
çocuklarıydı. Ancak o, bölgenin önde gelen Ermeni ailelerinden birinin kızıydı.
Sadece kendisinin bulunmasıyla sınırlı değildi onu bulmak. O köklü ve etkin
Ermeni ailesinin kaybolmuş öyküsünün de bulunması ve kayıt altına alınmasıydı…
'Önce bir albaya verdiler'
Isparta’da yaşıyordu Dersim’in kayıp Ermeni kızı. Onunla
yaklaşık üç saatlik sohbetimizde tüm yaşadıklarını ayrıntılarıyla anlattı.
Ancak ısrarlı sorulara rağmen “Ermeniyim” dememek için olağanüstü çaba sarf
etti. Çünkü hâlâ korkuyordu… Beyşehir’den itibaren hayat hikâyesini özet olarak
Aslıhan Kiremitçiyan’dan dinleyelim:
“Beyşehir’de beni
önce bir albaya verdiler. Onun tayini çıkınca nüfus müdürünün yanına verildim.
Beni besleme olarak yanlarına alan ‘ailem’ beni çok döverdi. Odunla yediğim
dayak yüzünden parmaklarım kırıktır. Hiçbir doktora götürülmedim. Nüfus
müdürünün evinde gördüğüm işkenceler yüzünden evden kaçtım. Daha sonra başka
bir aile beni yanına aldı. Orada da çok işkenceye maruz kaldım. 13 yaşımda iken
35 yaşında olan birisi ile beni evlendirdiler. Evlendirmeden önce Kelime-i
Şahadet getirtip beni Müslüman yaptılar. Aç susuz, işkence dolu bir yaşantım
oldu. Her şeyden önce çocuktum... Evsiz, sahipsiz, kimsesiz ve işsizdim.
Sokaklarda kaldım. Çocuklarımı bu şartlarla büyüttüm.
Ermeniliğimi tam olmasa da biliyordum ama gizledim.
Çocuklarım 1995 yılında öğrendiler. Aileme ulaşmak için çok araştırma yaptık.
Hiçbir sonuç alamadım. Kızım 2010 yılı soyağacımı çıkarttı. İşte orada adım ve
soyadımın değiştirildiğini öğrendim. Kimlikte adım Fatma, kızlık soyadım
Kiremitçi idi. Adımın Aslıhan, soyadımın Kiremitçiyan olduğunu, nerede
doğduğumu ve hangi köyden olduğumu öğrendim. Sonra araştırıp ablamın çocukları
ve halamın çocuklarını buldum. Ailemim geçmişi hakkında bilgi sahibi oldum.
Babam devletine bağlı bir Ermeni vatandaşmış. Halvori Wenk’te keşiş olduğunu
öğrendim. Oldukça varlıklı biriymiş. Babamın da Bolu Mengen’e sürgün edildiğini
ve orada öldüğünü öğrendim.”
Köklerinin izinde
Aslıhan Kiremitçiyan ilk adımını çocuklarına gerçek
kimliğini açıklayarak, ikinci adımı hayat hikâyesini bizimle paylaşarak attı,
şimdi de Meclis Dilekçe Komisyonu’na başvurarak üçüncü adımı atıyor. Kendi
gerçekliğiyle yüzleşmeye başlaması ve kendi tarihine sahip çıkmasının ilk
adımlarını atarken ona bu acıları yaşatanlardan insanlık adına, adalet adına
davacı olduğunu vurgulayıp, hesap sorulmasını arzuluyor…
Aslıhan Kiremitçiyan’ın dramatik hayat hikâyesinin tümüne yakında çıkacak olan ‘Dersim’in Kayıp Kızları’ isimli kitabımızda yer vereceğiz.
Aslıhan Kiremitçiyan’ın dramatik hayat hikâyesinin tümüne yakında çıkacak olan ‘Dersim’in Kayıp Kızları’ isimli kitabımızda yer vereceğiz.
Köklerinize doğru bir yolculuğa çıktığınızda sizin de
dedeleriniz-nineleriniz bu ülkenin kadim halklarından birinin çocuğu, torunu
olabilir… Korkmayın, utanmayın!
72 yıllık suskunluğunu bozup
hikâyesini anlattı
‘İki Tutam Saç-Dersim’in Kayıp Kızları’ belgeselinin
yapımcısı Kazım Gündoğan, Aslıhan Kiremitçiyan’ı Isparta ’da buldu. Köyünde
saman yığınları arasına saklanarak kurtulan, 5-6 yaşında kara bir vagonla
sürgüne yollanan, 13 yaşındayken Kelime-i Şahadet getirtilip Müslüman yapılarak
evlendirilen Aslıhan Kiremitçiyan’ın hayat öyküsü tüm detaylarıyla, yeni
çıkacak ‘Dersim’in Kayıp Kızları’ adlı kitapta yerini alacak.
Meclis’e başvurdu
Aslıhan Kiremitçiyan’ın kırılmış parmakları,
çocukluğunda yediği dayakların izlerini taşıyor. Şimdi hem geçmişinin izini
sürüyor hem de acılarının hesabını soruyor. Asıl adını yıllar sonra öğrenen
Aslıhan Kiremitçiyan (Fatma Yavuz), TBMM Dersim Komisyonu’na başvurarak babası
Agop Kiremitçiyan’ın el konulan arazilerinin iadesini ve kendisinden özür
dilenmesini talep etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder