Kuran ve siyer (Hz. Muhammed'in hayatı)
için müfredat hazırlanacak. İmam hatip liselerinin Kuran-ı Kerim dersi liseler
için sadeleştirilecek, ortaokullar için basitleştirilecek.
2 saat kuran, 2 saat siyer
Arapça dersi 4'ten başlayacak
Başörtülü olur
'Din bilgisi olmayan şarkıları bile
anlamaz'
'Asgari din bilgisi gerekli'
Kimi memnun kimi kaygılı
'Kızlar derslerde başını örtecek'
T24
Eğitimde “4+4+4” düzenlemesi TBMM Genel
Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Görüşmelerde milletvekilleri arasında
tartışma ve kavgalara neden olan yasa, 2012-2013 eğitim döneminde uygulamaya
geçilecek. Okullarda Kur'an-ı Kerim'in nasıl okutulacağı tartışılmaya başlarken
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin yeterli sayıda olmaması nedeniyle
Kur'an'ı öğrencilere mahalle imamlarının okutacağı yorumları yapıldı.
Kuran-ı Kerim ve siyer
(Hz. Muhammed'in hayatı) derslerinin seçmeli olarak kabul edilmesinin ardından
gözler hazırlanacak müfredata çevrildi.
Vatan'da yer alan
habere göre; seçmeli 2 dersin müfredatının Din Öğretimi Genel Müdürlüğü
tarafından hazırlanacağı ve Talim Terbiye Kurulu'na sunulacağı öğrenildi. Talim
Terbiye'nin yapacağı incelemenin ardından ders programı kabul edilerek
yayımlanacak. Henüz yasa yürürlüğe girmediği için okullarda bu iki seçmeli
dersin nasıl işleneceği de netleşmedi.
Müthiş buluş,
ingilizce konuşmayan kalmayacak. Nasıl mı? TIKLAYIN!
Ancak sistemin ana hatlarının
şöyle planlandığı öğrenildi:
- İmam hatip
liselerinde geniş bir programla verilen Kuran-ı Kerim dersinin
"sadeleştirilmiş" hali yine liselerde seçmeli olarak,
"basitleştirilmiş" hali de ortaokullarda seçmeli olarak öğretilecek.
2 saat kuran, 2 saat siyer
- Kuran dersinin
haftada 2 saat, siyer dersinin de yine haftada 2 saat olarak verilmesi
planlanıyor.
- İmam hatiplerde 1
yılda 180 saat olarak verilen ders seçmeli olması durumunda liselerde yılda 72,
ortaokullarda ise yılda 48 veya 56 saat verilecek.
- Öğrenciler ortaokul
1. sınıftan itibaren bu seçmeli dersleri alabileceği gibi, bu derslere ileriki
sınıflarda da seçmeli olarak başlama hakkına sahip olacak. Buna göre öğrenci
sadece 1 öğretim yılında seçebileceği gibi, 8 yıl boyunca da iki seçmeli dersi
görebilecek. Bu durumda ilerleyen yıllarda dersler daha kapsamlı işlenecek.
- Ortaokuldaki 5, 6,
7,8. sınıflarla ve liselerdeki 9, 10, 11, 12. sınıflar için her yıl ayrı ayrı
müfredat programı hazırlanacak.
- Kuran-ı Kerim dersi
Arapça ve Türkçe mealiyle birlikte işlenecek.
- İlk alındığı yılda
ilk ünite "Kuran Okumaya Giriş" olacak.
-Seçmeli dersi alan
öğrencilere hemen Kuran verilip okutmaya başlatılmayacağı "Kuran'ı doğru
okuma", "Kuran harflerinin isimleri", "harflerin kelime
içindeki yazılış biçimleri" gibi konu başlıklarında öncelikle okunmasına
yönelik üniteler işlenecek.
Bakanlık yetkilileri,
ortaokullarda okutulacak Kuran ve siyer derslerinin oldukça basitleştirileceği
ve çocukların yaşlarına uygun şekilde verileceğini ifade etti.
Hazırlanacak müfredat
temel olarak "Okuma", "Anlama", "Ezberleme"
temelinde oluşacak. "Kuran Okumaya Giriş", "Okunacak Sözler ve
Dualar", "Kuran-ı Kerim'i Doğru ve Güzel Okuma: Tecvit" gibi
üniteler işlenecek.
Arapça dersi 4'ten başlayacak
Bakanlık 2012-2013
yılında uygulanmak üzere İlköğretim Arapça müfredatı ders programını
hazırlamıştı. Bu programa göre 4. sınıfta öğrenciler bu seçmeli derse girip
Arapça öğrenmeye başlayabilecek. Kuran ve Siyer dersleri de öğrencilere 5.
sınıftan itibaren verileceğinden öğrenci temel Arapçayı öğrenerek de ortaokul
bölümüne başlayabilecek.
Başörtülü olur
Milli Eğitim Komisyonu
Sözcüsü AKP'li Fikri Işık, ders içeriklerinin bakanlığın belirleyeceğini ifade
ederek, derslerde başörtüsü takılıp takılmayacağı sorusuna "Milletin
içinde başı açık olan da kapalı olan da var. Kuran okurken milletimiz başlarını
örtüyorlar, daha sonra açıyorlar. Uygulamada mesele olacak konu değil.
Gerektiğinde başlar kapatılır, daha sonraki derslere açılarak gidilebilir"
dedi. Işık, Kuran dersini verecek öğretmenler için bakanlığa ek kadro da
verilebileceğini söyledi.
'Din bilgisi olmayan şarkıları bile
anlamaz'
Diyanet İşleri Başkanı
Mehmet Görmez, 88 yıldır temel eğitim meseleleri konuşulduğu zaman
tartışmaların din eğitimine getirildiğini ve din eğitimi tartışmaları üzerinde
yoğunlaşıldığını söyledi. Bu tartışmada sadece bir tarafın değil her iki
tarafın da Diyanet İşleri Başkanı olduğunu vurgulayan Görmez, Kur'an-ı Kerim'in
kendisinin isteğe bağlı öğretilmesine hiç kimsenin karşı olmadığına inandığını
söyledi.
Görmez, şunları
kaydetti:
"Müslüman bir
ülkede herhangi bir insanın isteğine bağlı olarak çağdaş okul ortamında İslam
dininin en temel kaynağı olan Kuran-ı Kerim'i ve anlamını öğrenme talebi kadar
makul, masum bir talep olamaz. Din eğitimi konusunu, asla bir ayrışma ve bir
tartışma konusu haline getirmemeliyiz. 88 yıldır zaten birtakım vehimler,
korkular, endişeler sebebiyle toplum olarak birbirimizi üzdük, birtakım gönül
kırgınlıklarına yol açtık. Bunları tekrarlamamız doğru değil."
'Asgari din bilgisi gerekli'
Görmez sempozyumdaki
konuşmasında ise bu topraklarda yaşayan bir insanın asgari vatandaşlık
bilgisine sahip olabilmesi, bu toplumun tarihini, kültürünü bilmesi, din
konusunda asgari bilgilere ihtiyacı olduğunu vurguladı: "Dinin temel
kavramlarını, temel kuramlarını bilmeyen bir arkadaşımız, bu toplumun türkülerini,
bu toplumun şarkılarını bile anlayamaz. Aşık Veysel'in türkülerini bile
anlayamaz, Yunus Emre'nin hiçbir şiirini anlayamaz, Hazreti Mevlana'nın hiçbir
hikayesini anlayamaz. Asgari din kültürüne sahip olmayan bir insan, bu milletin
türkülerini ve şarkılarını bile anlayamaz."
Kimi memnun kimi kaygılı
- Hüseyin Korkut
(İmam-Hatip Liseleri Mezunları Mensupları Derneği Genel Başkanı):Kuran-ı Kerim dersi
sadece yaz okullarıyla sınırlandırılmıştı. Yaz ortamında çocukların tatil
psikolojisi içerisinde dinlenmesi gereken dönemde çok da verimli ve etkili
olmayan şartlarda yapılıyordu. Seçmeli de olsa okul ortamına taşınması,
çocukların inanç değerlerinde büyük bir gücü olacak.
- İsmail Koncuk (Türk
Eğitim Sen Genel Başkanı): "Kuran-ı Kerim'in
seçmeli dir ders olması olumlu bir gelişme. Hatta geç kalmış bir uygulama.
- Ünsal Yıldız (Eğitim
Sen Genel Başkanı): Maalesef şaşıracak bir
şey yok. Yasanın önemli unsurlarından bir tanesi eğitimin anti laik bir şekilde
düzenlenmesi. Var olan laiklik unsurlarının temizlendiği ve giderek
muhafazakarlaştırıldığı bir yapı oluşturuluyor. Defalarca itirazda bulunduk.
Ancak bu, niyetin açık hale getirilmesidir. Bir yasa haline getirilmesi elbette
çok sıkıntılıdır. Ama niyetin açık açık beyan edilmesidir.
- Selahattin Özel
(Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı): "Zaten zorunlu din dersini AİHM'ye taşımıştık. Kendi
anlayışlarını getirip dayatıyorlar. Kuran-ı Kerim ve Peygamber'in hayatından
ziyade, Erdoğan'ı bugüne kadar siyasete dini alet ediyor anlayışıyla
düşünüyorduk. Bunda yanılmışız. Bütün samimiyetimle söylüyorum. Kendisi direkt
olarak din için siyaset yapıyor.
'Kızlar derslerde başını örtecek'
Sözcü Gazetesi Ankara
Temsilcisi Saygı Öztürk, 4+4+4 yasasını değerlendirdiği yazısında şu ifadelere
yer verdi:
"Üniversite
öncesi zorunlu eğitimi, kademeli olarak 12 yıla çıkaran yasa 295 oyla kabul
edildi. Yasayı destekleyen AKP ve MHP, yüzden fazla fire verdi. Yeni dönemde
Kur'an-ı Kerim ve Arpça seçmeli ders olacak. Peki bu dersleri kim verecek.
Yeterli din öğretmeni olmadığı için, mahalle imamları derse girecek. Kızlar bu
derslerde başını örtecek. Diğer derslerde çıkarıp çıkarmayacakları muamma"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder