25 Aralık 2011

'Cesur olup arşivlerimizi açalım'

Akşam
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Fransa Parlamentosunda 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa teklifinin kabul edilmesine karşı hükümetin ilan ettiği tedbirlerin doğru bir adım olduğunu belirterek, ''Tedbirler doğrudur, ama yerine getirilirse. Arşivler konusunda cesur olalım, kendi arşivlerimizi açalım. Tarihin aralanması, tarihin hükmü tarihçilere bırakılmalıdır'' dedi. Kurtulmuş, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, eski başbakanlardan Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes'in vefatından dolayı büyük üzüntü duyduğunu belirterek, Menderes ailesine ve sevenlerine başsağlığı diledi.
Fransa Parlamentosunda kabul edilen, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni  iddialarının inkarını suç sayan düzenlemeyi ''dünyanın sonu'' gibi görmenin hata  olduğunu, kararın 50 kişi tarafından alındığını ve Fransız Senatosundan kararın  geçmemesini ümit ettiklerini ifade eden Kurtulmuş, ''tek dişi kalmış canavarın  gerçek yüzünün'' göründüğünü söyledi.  Alınan kararla Fransız Rönesansının sona erdiğini ve Fransa'nın Ortaçağ'a  geri dönerek dogmaları gerçek kabul eder hale geldiğini anlatan Kurtulmuş,  1965'ten bugüne kadar 20'den fazla ülkenin parlamentosundan benzer kararlar  aldığını, Türk hükümetlerinin de her zaman açıkladıkları tedbirleri ihlal  ettiğini belirtti.     
Kurtulmuş, hükümetin Mavi Marmara Gemisi saldırısından sonra İsrail'e  karşı ilan ettiği tedbirleri uygulamadığını, bir voleybol maçında İsrail  aleyhinde slogan atan 30 genç hakkında hapis cezası istemiyle dava açıldığını,  İsrail ile hiçbir anlaşmanın iptal edilmediğini öne sürerek, ''Fransa'ya karşı  ilan edilen tedbirler doğrudur, ama yerine getirilirse. Arşivler konusunda cesur  olalım, kendi arşivlerimizi açalım. Tarihin aralanması, tarihin hükmü tarihçilere  bırakılmalıdır'' dedi.             
 -''Fransızların ne işleri vardı Maraş'ta, Urfa'da, Kozan'da''-              
Fransa'nın Cezayir'de yaptıklarını herkesin dile getirdiğini ama  Fransızların Türk topraklarında yaptıklarından kimsenin söz etmediğini dile  getiren Kurtulmuş, ''Niçin Antep, Gaziantep'dir, niçin Urfa, Şanlıurfa'dır, niçin  Maraş Kahramanmaraş'tır. Gaziantepliler, Kahramanmaraşlılar, Şanlıurfalılar  atalarından, dedelerinden Fransızların nasıl soykırımcı olduklarının hikayesini  dinlesinler. Fransızların ne işleri vardı Maraş'ta, Urfa'da, Kozan'da. Bu millet  onları çok iyi biliyor'' diye konuştu.    
 Türkiye'nin Suriye'de kendine ait olmayan bir savaşın içine çekilmek  istendiğini, Türkiye'nin Suriye'ye müdahale etmesi durumunda bölgede yıllardır  çıkarılmak istenen Sünni-Şii çatışmasının kapağının açılacağını savunan  Kurtulmuş, şöyle konuştu:  ''Öngörüsüz dış politika adımlarıyla Türkiye sadece Suriye'de değil,  Irak'ta da boşa düşüyor. Irak'ta Sünni-Şii çatışmasının çanları çalmaya başladı.  Türkiye bir taraftan Suriye politikasındaki yanlışlıklarla, füze kalkanına  müsaade etmesiyle bölgedeki ülkeler arasında, bölgedeki yakın dostlarımıza karşı  taraf olma durumundadır.     
Sıfır problem diye başlayan dış politikada, neredeyse komşularımızın  hepsiyle sıkıntılı, savaşlı bir hale geldik. 'Lider ülke Türkiye' sözünü çok  duyduk, ama Sarkozy'nin sayın cumhurbaşkanımızın telefonlarına çıkmaması nasıl  izah edilir onu bilmiyorum. Davos sonrasında rest çektiğimiz İsrail, ihaleleri  tek taraflı iptal ettiğini ilan ediyor. Türkiye maalesef birilerinin sufle ettiği  Yeni Osmanlıcılık tezleri arasında büyük bir maceraya doğru sürükleniyor. Hiç  kimsenin aklına şu soru gelmiyor, 'Bre İngiliz, bu kadar Osmanlı'yı severdin de  niçin Osmanlı'yı yıktın, bölgenin esenlik ve adalet yurdu olmasının önüne geçtin.  Yeni Osmanlıcılık hayali bu coğrafyanın, bu ülkelerin tarumar edilmesine vesile  kılıyor, halkların telef olduğu sürece dönüşüyor. Sözler unutulur ama kanın  getirdiği bir lekeyi dünyada hiçbir güç temizleyemez. Bölgede herkesin ağzından  kan dökülüyor, herkesin eline kanlar bulaşmış vaziyette. Biz, 'Türkiye'nin eline  ve ağzına kan bulaşmasın' diyoruz.''            
  -''Demokrasilerin esas göstergelerinden birisi savunma bakanlığı  bütçeleridir''-              
Numan Kurtulmuş, TBMM'deki bütçe görüşmelerini eleştirerek, hükümetin  bütçeyi otomatiğe bağlar bir şekilde her yıl aynı bütçeyi meclise sunduğunu,  muhalefet partilerinin de bütçe konusunda fazla konuşmadığını savundu.  Muhalefetin AK Parti iktidarlarına karşı 57 bin soru önergesi verdiğini,  bunlardan sadece 57'sinin bütçelerle ilgili olduğunu anımsatan Kurtulmuş, ''Sayın  başbakanın ailesi, çocukları, bursları konusunda binden fazla soru önergesi veren  muhalefet aynı hassasiyeti Milli Savunma Bakanlığının bütçesi için  göstermemiştir'' dedi.     
Milli Savunma Bakanlığının bütçesi üzerine muhalefet partilerinin  neredeyse hiç konuşmadıklarını, bakanlığın da bütçe adına 2.5 sayfalık bilgi  notunu meclise gönderdiğini anlatan Kurtulmuş, ''Milletin egemen olduğu  demokrasilerin esas göstergelerinden birisi Savunma Bakanlığı bütçeleridir. Milli  Savunma Bakanlığının bütçelerinin konuşulmadığı, tartışılmadığı parlamentoların  demokratik olduğu söylenemez'' diye konuştu.              
-''Türkiye Cumhuriyeti devleti kumarbaz devlet haline  dönüştürülmüştür''-             
 Kurtulmuş, yılbaşı öncesi Milli Piyango'dan çıkacak büyük ikramiyenin  gazete ve televizyon kanallarında gösterilmesini de eleştirerek, AK Parti  hükümeti döneminde bahis oyunlarının tırmandırıldığını, her köşe başında iddia  bayilerinin açıldığını öne sürdü.  ''Sporda şiddet ve şike meselesi, bahis ve şans oyunları meselesiyle  birlikte ele alınmalıdır'' diyen Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:  ''2009 verilerine göre yaklaşık 3 milyon kişi iddia oynuyor, bu yılki  tahminlere göre bu rakam 5 milyona ulaşmıştır. Bu rakamın büyük çoğunluğunu 18  yaşından küçük gençler oluşturuyor. İddia'nın cirosu 2004'den 2010'a kadar 14.4  milyar liradır. İtalya'da oynatılan bahislerin Türkiye'deki liglerle ilgisi  ortaya çıktı. Bunun büyük bir uluslararası çete ve mafya meselesi olduğunu  biliyoruz. Bahis ve uluslararası mafya konusunda Türkiye'nin tedbir alması  gerekir.   
  Milli Piyangonun 2002'de geliri 817 milyon 963 bin lira, şimdi ise bu  rakam 6.7 milyar liradır. Anayasanın 58. maddesinde 'Türkiye Cumhuriyeti devleti  vatandaşlarını kumardan korumak zorundadır' diyor, ama yapılan tam tersidir.  Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk ve sosyal devlet midir, tartışılır, ama  maalesef Türkiye Cumhuriyeti devleti kumarbaz devlet haline dönüştürülmüştür. Biz  'sosyal kamu teşekkülleri ortaya çıksın, devlet iş imkanı oluşturmak için yatırım  yapsın' değimiz zaman 'devlet tüccar mı olsun' diyorlar. Devletin eliyle kumar  oynatıyorsunuz, devlet tüccar olmasın da devlet bahisçi, kumarbaz bir tüccar mı  olsun. Devlet, kumar ve bahis işlerindeki vebalini sona erdirmelidir. Muhafazakar  olmakla övünen AK Parti'deki arkadaşlarımıza şunu söylemek isterim; 'bahis  oyunları oynatan kurumların başına namazlı niyazlı, muhafazakar insanları  getirmekle devletin kumarbaz bir devlet olduğu gerçeği asla değişmez.''
Yazının aslı:   http://www.aksam.com.tr/cesur-olup-arsivlerimizi-acalim--87769h.html

Hiç yorum yok: